Çocuklarda Kolit
Kalın bağırsağın iç yüzeyinde ödem oluşması sonucu oluşan bir çeşit iltihap hastalığıdır. Genellikle plakalar ve lezyonlar bağırsağın son bölümünden başlayıp bağırsağın başlangıcına doğru yayılır. Çocuk hastalıkları arasında arasında gelen kolit özellikle 9 üzeri yaşlardaki çocuklarda görülmektedir.
Hastalığın seyri değişkendir. Zamansal olarak şiddetli veya sessiz ilerleyebilir. Bu noktada belirtilerin durumu yaranın oluştuğu bölgeye göre değişir. Çocuklarda kanlı ishal ve karın ağrısı olur. İltihap ilerledikçe yüksek ateş, ağrı, halsizlik, bulantı ve kusma görülür. Çocuklarda görülen kanlı ishal kronik kan kaybına neden olur. Bu durum sonucunda kansızlık meydana gelir.
Bu hastalığa neyin yol açtığı tam olarak bilinmemekle birlikte, çevresel ve genetik etkilerin rol oynadığı aşikardır. Ailede Hastalığın görüldüğü çocukların hasta olma ihtimali, sağlıklı ailelerin çocuklarına göre daha yüksektir. Çevresel faktörlerde ise annenin hamilelikte sigara ve alkol kullanması, gıdalardan alınan maddeler, bakteri ve virüsler başlıcalarıdır. Bunlara ek olarak; antibiyotik, aspirin, çeşitli ağrı kesiciler hastalığın şiddetlenmesine yol açar.
Hamilelikte sigara ve alkol tüketimi. Yanlış ilaç kullanımı. Hekime danışmaksızın alınan antibiyotik ve ağrı kesiciler. Ayrıca stresli dönemler hastalığın şiddetlenmesine sebebiyet verir. Bu tür çevresel faktörler çocuklarda kolit riskini arttırmaktadır.
Bağırsakta fistül diye adlandırılan yaralar oluşur. Bu sorunun ilaçla çözülmesi zordur. Bu durum acil cerrahi müdahaleyi gerektirir. Karında ani gelişen şişlik, dışkılayamama ve şiddetli karın ağrısı problemlerinde kalın bağırsak genişler ve duvarı incelir. Acil hekim müdahalesi yapılmazsa bağırsak yırtılıp, içeriği hastanın karın içine akar. Bu durum ölümcül sonuçlar doğurabilir. Son derece dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Şikayetlerinizin başlangıç günü ve şiddetini not etmeniz faydalı olacaktır. Ailede bu hastalığa sahip olan bireyleri öğrenmeli ve hekiminize iletmelisiniz. Fazla beklemeden ve gecikmeden hekim kontrolüne gitmek hastalığın ilerlemeden durdurulmasında faydalı olabilir.
Uygulanan dışkı ve kan testi ile bağırsak enfeksiyonu olup olmadığı netleştirilir. Laboratuvar testleri, mikroskobik ve stereoskopik değerlendirme ve testler başlıcalarıdır. Bunlara ek olarak hekimin uygun göreceği hastalığın şiddetine bağlı olarak değişen tetkikler yapılır. Tetkik yöntemi için en önemli etken hastalığın durumu ve gereklilikleridir.
Tedavi sürecinde doktor gözetiminde olmak şarttır. Tedavi şekli ve yöntemi; hastalığın şiddetti ve etki yerine göre hekim tarafından planlanır. Genel olarak tedavide ağızdan alınan haplar ile makat yoluyla uygulanan lavmanlar ile tedavi başlatılır. Gerekli durumlarda hekim tarafından cerrahi müdahale yapılır.
Hastanın uyması gereken belli ve katı bir diyet listesi yoktur. Lakin baharatlı ve acılı besinler hastalığın belirtilerini arttırır. Bu yüzden bu tarz ve çeşitlilikte besinlerin tüketilmemesi tavsiye edilir. Bakteriyel semptomlar hastalığı arttıracağı için hijyene büyük önem verilmelidir. Tüketilen besinlerin iyi yıkanmış olması, vitamin yönünden zenginliği, el ve yemek yenilen alanın temizliği bu noktada büyük önem taşır.
Kolit
Kolit, kalın bağırsakta gerçekleşen iltihaplı bir hastalıklardır. Kendi içinde çeşitlere ayrılan kolit çeşitlerinden en bilindiği ülseratif kolittir. Bağırsakta ciddi hasara sebep olan kolit, enfeksiyonel bir hastalık olmasına rağmen diğer insanlara bulaşmamaktadır.
Kolitin en açık belirtileri arasında karın ağrısı, karın ağrısının dışkılama ile azalması, halsizlik, güç kaybı, baş ve sırt ağrısı, özellikle gece idrara çıkma, idrarın tam olarak boşalmama hissi, cinsel ilişki sırasında ağrı gibi belirtiler gelmektedir. Tüm bunların yanında kolit hastalığında şişkinlik önemli belirtiler arasında yer almaktadır.
Pek çok hastalık ve durum kolit hastalığının gelişmesine neden olmaktadır. Kolitin başlıca sebepleri arasında ince ve kalın bağırsak iltihapları, tifo ve dizanteri gibi enfeksiyon hastalıkları, stres, sigara kullanımı, bağırsak parazitleri, kullanılan bazı antibiyotik ve romatizma ilaçları, kanser tedavisinde uygulanan radyasyon tedavisi ve genetik faktörler gelmektedir. Özellikle stres hastalıkta önemli bir rol oynamaktadır.
Kolit hastalığı özellikle 15-30 yaş aralığında ortaya çıkmakta, kadın ve erkeklerde eşit olarak görülmektedir. Çocuk hastalıkları arasında yaygın olarak yer alan kolitte; stres, kullanılan ilaçları, kanser tedavisi, iltihaplı hastalıklar risk faktörü oluşturmaktadır. Özellikle ülsaratif kolitte 9-10 yıl sonrasında bağırsak kanseri oluşma riski bulunmaktadır.
Karın ağrıları, özellikle kramp şeklinde gelen ağrılar, kanlı ishal, kilo kaybı, halsizlik gibi komplikasyonlar görülmektedir. Bunun yanında Ülseratif kolit daha ağır komplikasyonların görülmesine neden olmaktadır. Çocuklarda büyüme ve gelişimin durması, makat çevresinde ağrı, şişlik ve yara gözlemlenmektedir.
Kolit belirtilerinden üç ve daha fazlası görülüyorsa vakit kaybetmeden doktor randevusu oluşturulmalıdır. Randevu öncesinde tanı konulmasını kolaylaştırmak için kullanılan tüm ilaçların listesi ve ortaya çıkan belirtiler not edilmeli ve doktor ile paylaşılmalıdır.
Kolit hastalığında tanı koymak için en etkili yöntem, kolonoskopidir. Makattan kameralı bir sistem ile giriş yapılarak bağırsakların yapısı detaylı şekilde incelenmektedir. Bunun yanında kan tahlili ve radyolojik testlerle tanı konulmaktadır.
Kolit hastalığında beslenme ve ilaç tedavisi etkin bir rol oynamaktadır. Öncelikli olarak hastanın normal tuvalet alışkanlığına kavuşması sağlanmaktadır. İlaç tedavisi orta ve ağır dereceli hastalarda uygulanmaktadır. Tedavisi süresi oldukça uzun hatta ömür boyu sürebilir. Hastanın düzenli olarak doktor kontrollerine gelmesi gerekmektedir. Beslenmede hastaların birtakım kısıtlamalara gitmesi de gerekebilir. Özellikle laktoz intoleransı olan hastalarda süt ve süt ürünlerinde kısıtlamalara gidilmektedir. Hastaların bol su tüketmesi, kafeinden uzak durması ve lifli gıdalar tüketmesi gerekmektedir. Bunun yanında stres şikayetleri oldukça artırmaktadır.
Kolit hastalarının ilaç kullanımı ve beslenmelerine son derece dikkat etmeleri gerekmektedir. Doktor kontrollerini düzenli olarak yapmaları ve stresten uzak durmaları önerilmektedir. Özellikle beslenmede doktor tavsiyelerinin dışına çıkılmamalıdır. Bu şekilde hem sağlıklarına kavuştukları gibi hastalıklarıyla baş etme imkanı da sağlayacaklardır.